VE
vaki oldu ki, İshak kocamış olup gözleri göremediği zaman, büyük oğlu Esavı
çağırdı, ve ona dedi: Ey oğlum; ve ona: İşte, ben, dedi.
2.
Ve dedi: İşte, şimdi kocadım; öleceğim günü bilmiyorum.
3.
Ve şimdi silâhlarını, ok kılıfını ve yayını al, ve kıra çıkıp benim için av
avla;
4.
ve benim için sevdiğim gibi lezzetli yemek yap, ve bana getir de yiyeyim; ta
ki, ben ölmeden önce canım seni mubarek kılsın.
5.
Ve İshak oğlu Esava söylediği zaman, Rebeka işitti. Ve Esav av avlıyıp getirmek
için kıra gitti.
6.
Ve Rebeka, oğlu Yakuba söyliyip dedi: İşte, kardeşin Esava:
7.
Bana av getir, ve benim için lezzetli yemek yap, ve yiyeyim ve seni ölümümden
önce RABBİN huzurunda mubarek kılayım, diyerek babanın söylediğini işittim.
8.
Ve şimdi, oğlum, sana emrettiğime göre sözümü dinle.
9.
Şimdi sürüye git, ve oradan bana keçilerden iki iyi oğlak al; ve onları baban
için sevdiği gibi lezzetli yemek yapacağım;
10.
ve yemesi için babana götüreceksin, ta ki, o, ölümünden önce seni mubarek
kılsın.
11.
Ve Yakub anası Rebekaya dedi: İşte, kardeşim Esav kıllı adamdır, ve ben kılsız
adamım.
12.
Belki babam bana el sürer, ve onun gözünde aldatıcı gibi olurum, ve üzerime
bereket değil, lânet getiririm.
13.
Ve anası ona dedi: Senin lânetin benim üzerime olsun, oğlum; ancak sözümü
dinle, ve git, bana al.
14.
Ve gidip aldı, ve anasına getirdi; ve anası babasının sevdiği gibi lezzetli
yemek yaptı.
15.
Ve Rebeka büyük oğlu Esavın evde yanında bulunan en güzel esvabını aldı, ve
küçük oğlu Yakuba giydirdi:
16.
ve onun elleri üzerine ve boynunun kılsız yeri üzerine keçi oğlaklarının
derilerini giydirdi;
17.
ve yapmış olduğu lezzetli yiyeceği ve ekmeği oğlu Yakubun eline verdi.
18.
Ve babasına gelip dedi: Ey babam; ve dedi: İşte, ben; sen kimsin, oğlum?
19.
Ve Yakub babasına dedi: Ben senin ilk oğlun Esavım; bana söylediğin gibi yaptım;
rica ederim, kalk otur ve avımdan ye, ta ki, canın beni mubarek kılsın.
20.
Ve İshak oğluna dedi: Nasıl oldu da bu kadar çabuk buldun, oğlum? Ve dedi:
Çünkü senin Allahın RAB bana rast getirdi.
21.
Ve İshak Yakuba dedi: Yaklaş, rica ederim, sen gerçekten oğlum Esav mısın,
yoksa değil misin diye sana el süreyim.
22.
Ve Yakub babası İshaka yaklaştı; ve ona el sürüp dedi: Ses Yakubun sesi, fakat
eller Esavın elleri.
23.
Ve onu farketmedi, çünkü elleri kardeşi Esavın elleri gibi kıllı idiler; ve onu
mubarek kıldı.
24.
Ve dedi: Sen gerçekten oğlum Esav mısın? Ve dedi: Benim.
25.
Ve dedi: Bana yaklaştır, oğlumun avından yiyeyim, ta ki, canım seni mubarek
kılsın. Ve ona yaklaştırdı, ve yedi, ve ona şarap getirdi, ve içti.
26.
Ve babası İshak ona dedi: Şimdi yaklaş, ve beni öp, oğlum.
27.
Ve yaklaşıp onu öptü; ve esvabının kokusunu kokladı, ve onu mubarek kılıp dedi:
Bak, oğlumun kokusu RABBİN mubarek kıldığı kırın kokusu gibidir;
28.
Ve Allah sana göklerin çiğinden, ve yerin semizliğinden, buğdayın, ve yeni
şarabın çokluğunu versin;
29.
Kavmlar sana kulluk etsinler, ve milletler sana baş iğsinler; Kardeşlerine
efendi ol, ve ananın oğulları sana baş iğsinler; Sana lânet edenler lânetli
olsunlar, ve seni mubarek kılanlar mubarek olsunlar.
30.
Ve vaki oldu ki, İshak Yakubu mubarek kılmağa nihayet verip Yakub da babası
İshakın yanından çıkar çıkmaz, kardeşi Esav avından geldi.
31.
Ve o da lezzetli yemek yaptı, ve babasına getirdi, ve babasına dedi: Babam
kalksın, ve oğlunun avından yesin, ta ki, canın beni mubarek kılsın.
32.
Ve babası İshak ona dedi: Sen kimsin? Ve dedi: Ben oğlun, ilk oğlun, Esavım.
33.
Ve İshak büyük bir titreme ile çok titredi ve dedi: Öyle ise, av avlıyan ve
bana getiren kimdi? ve sen gelmezden önce hepsinden yedim, ve onu mubarek
kıldım; ve o da mubarek olacaktır.
34.
Esav babasının sözlerini işittiği zaman, büyük ve acı bağırışla ziyadesile
bağırdı, ve babasına dedi: Beni mubarek kıl, beni de, ey babam.
35.
Ve dedi: Kardeşin hile ile geldi, ve senin bereketini aldı.
36.
Ve dedi: Onun adı hakkı ile Yakub çağırılmıyor mu? Çünkü bu iki keredir beni
aldattı: ilk oğulluk hakkımı aldı; ve, işte, şimdi bereketimi almış. Ve dedi:
Benim için bereket alıkoymadın mı?
37.
Ve İshak cevap verip Esava dedi: İşte, onu sana efendi ettim, ve bütün
kardeşlerini ona kul olarak verdim; ve buğday ve yeni şarapla onu besledim; ve
öyle ise, senin için ne yapayım, oğlum?
38.
Ve Esav babasına dedi: Sende yalnız bu tek bereket mi var, baba? Beni mubarek
kıl, beni de, baba.
39.
Ve Esav yüksek sesle ağladı. Ve babası İshak cevap verip ona dedi: İşte
meskenin yerin semizliğinde, ve yukarıdan göklerin çiğinden olacak;
40.
Ve kılıcınla yaşıyacak, ve kardeşine kulluk edeceksin; Ve vaki olacak ki, sen
serbest gezdiğin zaman, Onun boyunduruğunu boynunun üzerinden kırıp atacaksın.
41.
Ve babasının Yakubu mubarek kıldığı bereket yüzünden Esav ona kin bağladı; ve
Esav yüreğinde dedi: Babamın matem günleri yaklaştı; o zaman kardeşim Yakubu
öldürürüm.
42.
Ve büyük oğlu Esavın sözleri Rebekaya haber verildi; ve gönderip küçük oğlu
Yakubu çağırdı, ve ona dedi: İşte, kardeşin Esav seni öldürmek niyetile senin
hakkında kendini teselli ediyor.
43.
Ve şimdi, oğlum, sözümü dinle, ve kalk Harana, kardeşim Labanın yanına kaç,
44.
ve onun yanında, kardeşinin öfkesi geçinciye kadar, kardeşinin gazabı senden
dönünciye, ve kendisine yaptığın şeyi unutuncıya kadar, bir müddet otur;
45.
o vakit gönderir ve seni oradan alırım; niçin bir günde ikinizden mahrum
olayım?
46.
Ve Rebeka İshaka dedi: Het kızları yüzünden hayatımdan bıktım; eğer Yakub
bunlar gibi, Het kızlarından, memleketin kızlarından, kadın alırsa, ne diye
yaşıyayım?