BAP 50

VE Yusuf babasının yüzü üzerine kapandı, ve onun üzerinde ağladı, ve onu öptü.
2. Ve Yusuf babasını mumya etmelerini hekim kullarına emretti; ve hekimler İsraili mumya ettiler.
3. Ve onun için kırk gün doldu; çünkü mumya etmenin günleri böylece dolar; ve Mısırlılar yetmiş gün ona ağladılar.
4. Ve onun ağlaması günleri geçince, Yusuf Firavunun evine söyliyip dedi: Eğer şimdi gözünüzde lûtuf buldumsa, Firavuna söyliyip diyin:
5. Babam: İşte, ben ölüyorum; beni Kenân diyarında kendim için kazdığım kabre, oraya gömeceksin, diyerek bana yemin ettirdi. Bunun için rica ederim, şimdi çıkayım, babamı gömeyim ve döneyim.
6. Ve Firavun dedi: Çık, ve sana yemin ettirdiği gibi babanı göm.
7. Ve Yusuf babasını gömmek için çıktı; ve Firavunun bütün kulları, evinin ihtiyarları, ve Mısır diyarının bütün ihtiyarları,
8. ve Yusufun bütün ev halkı, ve kardeşleri, ve babasının ev halkı kendisile beraber çıktılar; yalnız çocuklarını ve koyunlarını ve sığırlarını Goşen vilâyetinde bıraktılar.
9. Ve arabalar ve atlılar da kendisile beraber çıktılar; ve gayet büyük bir alay oldu.
10. Ve Erdenin öte tarafında olan Atad harmanına geldiler, ve orada çok büyük ve ağır dövünme ile dövündüler; ve babası için yedi gün yas tuttu.
11. Ve memleketin ahalisi, Kenânlılar, Atad harmanındaki yası görünce, dediler: Bu Mısırlılar için hüzünlü bir yastır; bundan dolayı Erden ötesinde olan o yere Abel-mitsraim* denildi.
12. Ve onun oğulları onlara emretmiş olduğu gibi kendisine yaptılar;
13. ve oğulları onu Kenân diyarına götürdüler, ve onu Mamre karşısında Makpela tarlasının mağarasında gömdüler; o mağarayı tarla ile beraber İbrahim kabir için mülk olarak Hittî Efrondan satın almıştı.
14. Ve Yusuf, kendisi, ve kardeşleri, ve babasını gömmek için kendisile beraber çıkanların hepsi, babasını gömdükten sonra Mısıra döndüler.
*Mısırlıların yası, manasınadır.
15. Ve Yusufun kardeşleri babalarının öldüğünü görünce, dediler: Belki Yusuf bize kin tutar, ve bizim ona yaptığımız bütün kötülüğün karşılığını yapar.
16. Ve Yusufa haber gönderip dediler: Baban ölümünden evel: Yusufa böylece söyliyeceksiniz diye emretti:
17. Şimdi rica ederim, kardeşlerinin günahını ve suçlarını bağışla, çünkü sana kötülük ettiler. Ve şimdi, rica ederiz, babanın Allahının kullarının günahını bağışla. Ve onlar kendisine söyledikleri zaman, Yusuf ağladı.
18. Ve kardeşleri de gidip onun önünde yere kapandılar; ve dediler: İşte, biz senin kullarınız.
19. Ve Yusuf onlara dedi: Korkmayın, çünkü ben Allahın yerinde miyim?
20. Ve siz bana karşı kötülük düşündünüz; fakat Allah onu bugün olduğu gibi yapsın diye, çok kavm yaşatmak için iyilik olarak düşündü.
21. Ve şimdi korkmayın; ben sizi ve çocuklarınızı besliyeceğim. Ve onları teselli edip yüreklerine hitap etti.
22. Ve Yusuf, kendisi, ve babasının evi Mısırda oturdular; ve Yusuf yüz on yıl yaşadı.
23. Ve Yusuf Efraimin üçüncü göbek oğullarını gördü; ve Manassenin oğlu Makirin çocukları Yusufun dizleri üzerinde doğdular.
24. Ve Yusuf kardeşlerine dedi: Ben ölüyorum; fakat Allah mutlaka sizi arıyacaktır, ve bu diyardan sizi İbrahime ve İshaka ve Yakuba yemin ettiği diyara çıkaracaktır.
25. Ve Yusuf: Allah sizi mutlaka arıyacaktır, ve kemiklerimi buradan çıkaracaksınız, diyerek İsrailin oğullarına yemin ettirdi.
26. Ve Yusuf yüz on yaşında öldü; ve onu mumya edip Mısırda bir tabuta koydular.

BAP 49

VE Yakub oğullarını çağırıp dedi: Toplanın, ve son günlerde başınıza gelecek şeyi size diyeyim.
2. Ey Yakubun oğulları, toplanın, ve işitin; Ve babanız İsraili dinleyin.
3. Ruben benim ilkim, kudretim, kuvvetimin başlangıcı; İtibarda birinci ve kuvvette birinci sensin.
4. Sular gibi oynak olan, sen birinci olmıyacaksın; Çünkü sen babanın yatağına çıktın; O zaman onu murdar ettin; o benim yatağıma çıktı.
5. Şimeon ve Levi kardeştirler; Zorbalık silâhları onların kılıçlarıdır.
6. Ey canım, sen onların meclislerine girme; Ey izzetim, sen onların cemiyetlerile birleşme; Çünkü onlar öfkelerinde adam öldürdüler; Ve kızgınlıklarında sığırlar topal ettiler.
7. Onların öfkesi lânetli olsun, çünkü o vahşi idi; Onların gazabı lânetli olsun, zira gaddardı; Onları Yakubda böleceğim; Ve onları İsrailde dağıtacağım.
8. Yahuda, kardeşlerin seni övecekler; Elin senin düşmanlarının boynunda olacaktır; Babanın oğulları senin önünde secde edeceklerdir;
9. Yahuda bir aslan yavrusudur; Ey oğlum, sen şikârından çıktın; O yere çöktü, aslan gibi, dişi aslan gibi yattı; Kim onu kaldırabilir?
10. Şilo gelinciye kadar, Saltanat asası Yahudadan, Hükümdarlık asası da ayaklarının arasından gitmiyecektir; Ve milletlerin itaati ona olacaktır.
11. Sıpasını asmaya, ve eşeğinin yavrusunu seçme bir asmaya bağlıyarak, esvaplarını şarapta, ve kaftanını üzümlerin kanında yıkadı;
12. Onun gözleri şarapla kızıl, ve dişleri sütle ak olacaktır.
13. Zebulun deniz kıyısında oturacaktır; Ve o, gemilere liman olacak; Onun hududu Sayda yanında olacaktır.
14. İssakar, koyun ağılları arasında yatan, kuvvetli eşektir;
15. Ve iyi olan bir dinlenme yeri, ve hoşa giden bir memleket gördü; Ve yük taşımak için omuzunu iğdi, ve iş altında bir hizmetçi oldu.
16. Dan, İsrail sıptlarından biri olarak, kavmına hükmedecektir.
17. Dan, yolda bir yılan, yolda bir engerek olacaktır, bir engerek ki, atın topuklarını ısırır, ve onun atlısı arkası üstü düşer.
18. Ben senin kurtarışını bekledim, ya RAB.
19. Gad, bir çete onun üzerine salacaktır; Fakat kendisi onların topukları üzerine salacaktır.
20. Aşerden çıkan ekmek semiz olacaktır, ve kırallara mahsus lezzetli yiyecekleri hasıl edecektir.
21. Naftali salıverilmiş geyiktir; Güzel sözler söyler.
22. Yusuf meyvalı bir dal, kaynak başında meyvalı bir daldır; Onun filizleri duvarın üzerinden aşar.
23. Okçular onu hırpaladılar, ona ok attılar, ve kendisine eza ettiler;
24. Fakat onun yayı kuvvetli kaldı, ve onun elleri ve bazuları, Yakubun Kadîrinin ellerile, (İsrailin çobanı ve taşı oradandır),
25. Ve sana yardım edecek olan, babanın Allahı ile, ve Kadîr ile kuvvetlendirildi; O ki, yukarıdan göklerin bereketlerile, aşağıda yatan deryanın bereketlerile, meme ve rahim bereketlerile seni mubarek kılacaktır.
26. Senin babanın hayır duaları, ebedî tepelerin en uzak hududuna kadar, atalarımın hayır dualarından yüce oldu; Onlar Yusufun başı üzerinde, ve kardeşlerinin arasında reis olanın başının tepesi üzerinde olacaklar.
27. Benyamin yırtıcı bir kurttur; Sabahlayın avı yutar, ve akşamlayın ganimeti paylaşır.
28. Bunların hepsi İsrailin on iki sıptlarıdır; ve babalarının onlara söylediği budur, ve onları mubarek kıldı; her birini kendi bereketine göre olmak üzre onları mubarek kıldı.
29. Ve onlara emredip kendilerine dedi: Ben kavmıma katılmak üzreyim; beni babalarımla beraber Hittî Efronun tarlasında olan mağaraya, Kenân diyarında Mamre karşısında,
30. Makpela tarlasında olan, İbrahimin kabir için mülk olarak Hittî Efrondan satın aldığı mağaraya gömün.
31. İbrahim ve karısı Sarayı orada gömdüler; İshak ve karısı Rebekayı orada gömdüler: ve ben Leayı orada gömdüm.
32. Tarla ve içindeki mağara Het oğullarından satın alınmıştı.
33. Ve Yakub oğullarına emretmeği bitirince, ayaklarını yatağın içine topladı, ve son soluğu verdi, ve kavmına katıldı.

BAP 48

VE bu şeylerden sonra vaki oldu ki, Yusufa denildi: İşte, baban hastadır; ve iki oğlunu, Manasseyi ve Efraimi kendisile beraber aldı.
2. Ve Yakuba bildirilip denildi: İşte, oğlun Yusuf sana geliyor; ve İsrail kendisini topladı, ve yatağı üzerine oturdu.
3. Ve Yakub Yusufa dedi: Kadîr olan Allah Luzda, Kenân diyarında, bana göründü, ve beni mubarek kıldı,
4. ve bana dedi: İşte, ben seni semereli kılacağım, ve seni çoğaltacağım, ve seni kavmlar cümhuru edeceğim, ve senden sonra bu diyarı senin zürriyetine ebedî mülk olarak vereceğim.
5. Ve şimdi, ben senin yanına Mısıra gelmeden evel, Mısır diyarında sana doğan iki oğlun benimdir; Efraim ve Manasse, Ruben ve Şimeon gibi benim olacaklardır.
6. Ve onlardan sonra sana doğan çocukların senin olacaklardır; miraslarında kardeşlerinin adına göre çağırılacaklardır.
7. Ve ben Paddandan geldiğim zaman, Kenân diyarında, yolda, Efrata daha biraz mesafe kalmışken, Rahel yanımda öldü; ve onu orada, Efrat yolunda gömdüm (o Beyt-lehemdir).
8. Ve İsrail Yusufun oğullarını görüp dedi: Bunlar kimdir?
9. Ve Yusuf babasına dedi: Allahın burada bana verdiği oğullarımdır. Ve dedi: Rica ederim, onları bana getir, ve onları mubarek kılayım.
10. Ve İsrailin gözleri ihtiyarlıktan zayıflamıştı, göremiyordu. Ve onları kendisine yaklaştırdı; ve onları öpüp kucakladı.
11. Ve İsrail Yusufa dedi: Senin yüzünü görmeği düşünmemiştim; ve işte, Allah bana senin zürriyetini de gösterdi.
12. Ve Yusuf onları dizleri arasından çıkardı; ve yere kapandı.
13. Ve Yusuf Efraimi sağ eline İsrailin sol eline doğru ve Manasseyi sol eline İsrailin sağ eline doğru ikisini aldı, ve ona yaklaştırdı.
14. İsrail sağ elini uzatıp küçüğü olan Efraimin başı üzerine, ve sol elini Manassenin başı üzerine koydu; ve ellerini kasten değiştirdi, çünkü Manasse ilk doğandı.
15. Ve Yusufu mubarek kılıp dedi: Babalarım İbrahim ve İshakın önünden yürüdükleri Allah, bugüne kadar bütün ömrümde beni güden Allah,
16. beni her kötülükten kurtaran melek, çocukları mubarek kılsın; ve onların üzerine benim adım, ve babalarım İbrahim ve İshakın adı çağırılsın; ve yeryüzünde ziyadesile çoğalsınlar.
17. Ve Yusuf babasının sağ elini Efraimin başı üzerine koyduğunu gördü, ve gözünde kötü göründü; ve babasının elini Efraimin başı üzerinden Manassenin başı üzerine değiştirmek için kaldırdı.
18. Ve Yusuf babasına dedi: Baba, öyle değil, çünkü bu ilk doğandır; sağ elini onun başı üzerine koy.
19. Ve babası koymak istemedi ve dedi: Bilirim, oğlum, bilirim; o da bir kavm olacak, o da büyük olacak; fakat küçük kardeşi kendisinden daha büyük olacak ve onun zürriyeti milletler cümhuru olacak.
20. Ve o günde onları mubarek kılıp dedi: Allah seni Efraim gibi ve Manasse gibi etsin, diyerek İsrail sende hayır dua edecektir. Ve Efraimi Manasseden evel koydu.
21. Ve İsrail Yusufa dedi: İşte, ben ölüyorum, fakat Allah sizinle olacaktır, ve yine sizi babalarınızın diyarına getirecektir.
22. Ve ben sana kardeşlerinden ziyade bir hisse verdim, onu Amorînin elinden kılıcımla ve yayımla aldım.

BAP 47

VE Yusuf içeri girdi, ve Firavuna bildirip dedi: Babam ve kardeşlerim, ve sürüleri, ve sığırları, ve onlara ait olan her şey, Kenân diyarından geldiler; ve işte, onlar Goşen vilâyetindedirler.
2. Ve kardeşleri arasından beş kişi aldı, ve onları Firavunun karşısına çıkardı.
3. Ve Firavun onun kardeşlerine dedi: İşiniz nedir? Ve Firavuna dediler: Kulların, hem biz ve hem babalarımız çobandırlar.
4. Ve Firavuna dediler: Memlekete misafir olmak için geldik; çünkü kullarının sürüleri için otlak yoktur; çünkü Kenân diyarında kıtlık ağırdır; ve şimdi rica ederiz, kulların Goşen vilâyetinde otursunlar.
5. Ve Firavun Yusufa söyliyip dedi: Baban ve kardeşlerin sana geldiler;
6. Mısır diyarı senin önündedir; babanı ve kardeşlerini memleketin en iyi yerinde oturt; Goşen vilâyetinde otursunlar; ve onlar arasında becerikli adamlar olduğunu biliyorsan, onları benim davarlarım üzerine reis koy.
7. Ve Yusuf babası Yakubu içeri getirdi, ve kendisini Firavunun karşısında durdurdu; ve Yakub Firavuna hayırdua etti.
8. Ve Firavun Yakuba dedi: Ömrünün yıllarının sayısı kaçtır?
9. Ve Yakub Firavuna dedi: Gurbet yıllarımın sayısı yüz otuz yıldır; ömrümün yıllarının sayısı az ve kötü oldu, ve babalarımın gurbetlerinin günlerinde ömürlerinin yıllarının sayısına varmadı.
10. Ve Yakub Firavuna hayırdua etti, ve Firavunun yanından çıktı.
11. Ve Yusuf babasını ve kardeşlerini yerleştirdi, ve Firavunun emreylediği gibi Mısır diyarında, memleketin en iyi yerinde, Ramses civarında onlara mülk verdi.
12. Ve Yusuf babasını ve kardeşlerini ve babasının bütün evini ailelerine göre ekmekle besledi.
13. Ve bütün memlekette ekmek yoktu; çünkü kıtlık çok ağırdı, ve kıtlık yüzünden Mısır diyarı ve Kenân diyarı zebun oldular.
14. Ve Yusuf, satın aldıkları buğdaya bedel Mısır diyarında ve Kenân diyarında bulunan bütün parayı topladı; ve Yusuf parayı Firavunun evine getirdi.
15. Ve Mısır diyarında, ve Kenân diyarında para tükenince, bütün Mısırlılar Yusufa geldiler, ve dediler: Bize ekmek ver; niçin senin karşında ölelim? çünkü para bitti.
16. Ve Yusuf dedi: Davarlarınızı verin, eğer para bitti ise, davarlarınıza bedel veririm.
17. Ve davarlarını Yusufa getirdiler; ve Yusuf atlara bedel, ve koyun sürülerine bedel, ve sığır sürülerine bedel, ve eşeklere bedel onlara ekmek verdi; ve bütün davarlara bedel o sene onları ekmekle besledi.
18. Ve o yıl sona erince ikinci yılda ona geldiler, ve kendisine dediler: Efendimden gizlemiyeceğiz ki, para tükendi; ve davar sürüleri efendimindir; bedenlerimiz ve toprağımızdan başka efendimin önünde bir şey kalmadı;
19. hem biz, hem toprağımız senin gözlerinin önünde niçin ölelim? bizi ve toprağımızı ekmekle satın al, ve biz ve toprağımız Firavuna köle olalım; ve tohum ver, ve yaşıyalım, ve ölmiyelim, ve toprak çöl olmasın.
20. Böylece Yusuf Mısırın bütün toprağını Firavuna satın aldı; çünkü Mısırlılar, her biri kendi tarlasını sattı, çünkü kıtlık onları sıkıştırıyordu; ve toprak Firavunun oldu.
21. Kavma gelince, Mısır hududunun bir ucundan obir ucuna kadar onları şehirlere geçirdi.
22. Ancak kâhinlerin toprağını satın almadı; çünkü kâhinlere Firavun tarafından tayin vardı, ve Firavunun onlara verdiği tayini yerlerdi; bunun için topraklarını satmadılar.
23. Ve Yusuf kavma dedi: İşte, bugün sizi ve toprağınızı Firavuna satın aldım; işte, size tohum, ve toprağı ekeceksiniz.
24. Ve mahsul vaktinde beşte birini Firavuna vereceksiniz, ve dört kısmı tarla tohumu için, ve yiyeceğiniz için, ve evinizde olanlar için, ve yavrularınıza yiyecek olarak sizin olacaktır.
25. Ve dediler: Hayatımızı kurtardın; efendimin gözünde lûtuf bulalım, ve Firavuna köle oluruz.
26. Ve Yusuf bunu Mısır toprağı üzerine kanun yaptı; bugüne kadar beşte biri Firavunundur; ancak yalnız kâhinlerin toprağı Firavunun olmadı.
27. Ve İsrail Mısır diyarında, Goşen vilâyetinde oturdu; ve orada mülk sahibi oldular, ve semereli olup ziyadesile çoğaldılar.
28. Ve Yakub Mısır diyarında on yedi yıl yaşadı; ve Yakubun günleri, ömrünün yılları yüz kırk yedi yıl oldu.
29. Ve İsrailin öleceği günler yaklaştığı zaman, oğlu Yusufu çağırdı, ve ona dedi: Eğer şimdi senin gözünde lûtuf buldumsa, rica ederim, elini uyluğumun altına koy, ve bana lûtuf ve hakikat göster; rica ederim, beni Mısırda gömme;
30. fakat ne vakit atalarımla beraber uykuya varırsam, beni Mısırdan kaldırırsın, ve beni onların kabristanına gömersin. Ve dedi: Dediğin gibi yaparım.
31. Ve dedi: Bana yemin et; ve ona yemin etti. Ve İsrail yatağının başı ucunda secde kıldı.

BAP 46

VE İsrail kendisine ait olan her şeyle beraber göç etti, ve Beer-şebaya geldi, ve babası İshakın Allahına kurbanlar kesti.
2. Ve Allah İsraile gece ruyalarında söyliyip dedi: Yakub, Yakub! Ve o dedi: İşte ben.
3. Ve dedi: Ben Allah, babanın Allahıyım; Mısıra inmekten korkma; çünkü orada seni büyük bir millet edeceğim;
4. Mısıra ben seninle beraber ineceğim; ve mutlaka seni yine çıkaracağım; ve senin gözlerini Yusufun eli kapıyacaktır.
5. Ve Yakub Beer-şebadan kalktı; ve İsrailin oğulları babaları Yakubu, ve yavrularını, ve karılarını, onu taşımak için Firavunun göndermiş olduğu arabalarda taşıdılar.
6. Yakub ve kendisile bütün zürriyeti, davarlarını, ve Kenân diyarında kazanmış oldukları şeyleri alıp Mısıra geldiler;
7. ve kendisile beraber oğullarını, ve oğullarının oğullarını, ve kendisile beraber kızlarını, ve oğullarının kızlarını ve bütün zürriyetini Mısıra getirdi.
8. Mısıra gelen İsrailin oğullarının adları şunlardır: Yakub ve oğulları, Yakubun ilk oğlu, Ruben.
9. Ve Rubenin oğulları: Hanok, ve Pallu, ve Hetsron, ve Karmi.
10. Ve Şimeonun oğulları: Yemuel, ve Yamin, ve Ohad, ve Yakin, ve Tsohar, ve Kenânlı bir kadının oğlu olan Şaul.
11. Ve Levinin oğulları: Gerşon, Kohat, ve Merari.
12. Ve Yahudanın oğulları: Er, ve Onan, ve Şela, ve Perets, ve Zerah; ancak Er ve Onan Kenân diyarında öldüler. Ve Peretsin oğulları: Hetsron ve Hamul idi.
13. Ve İssakarın oğulları: Tola, ve Puva, ve Yob, ve Şimron.
14. Ve Zebulunun oğulları: Sered, ve Elon, ve Yahleel.
15. Bunlar Leanın oğullarıdır, kızı Dina ile onları Paddan-aramda Yakuba doğurdu; oğulları ve kızları bütün canlar otuz üçtü.
16. Ve Gadın oğulları: Tsifyon, ve Haggi, Şuni, ve Etsbon, Eri, ve Arodi, ve Areli.
17. Ve Aşerin oğulları: Yimna, ve Yişva, ve Yişvi, ve Beria, ve kızkardeşleri Serah; ve Berianın oğulları: Heber ve Malkiel.
18. Bunlar Labanın, kızı Leaya verdiği Zilpanın oğullarıdır; ve on altı can olarak bunları Yakuba doğurdu.
19. Yakubun karısı Rahelin oğulları: Yusuf ve Benyamin.
20. Ve Mısır diyarında Yusufa Manasse ve Efraim doğdu, onları kendisine On şehri kâhini Poti-feranın kızı Asenat doğurdu.
21. Ve Benyaminin oğulları: Bela ve Beker, ve Aşbel, Gera, ve Naaman, Ehi, ve Roş, Muppim, ve Huppim, ve Ard.
22. Bunlar Rahelin Yakuba doğurduğu oğullardır; bütün canlar on dörttü.
23. Ve Danın oğulları: Huşim.
24. Ve Naftalinin oğulları: Yahtseel, ve Guni ve Yetser, ve Şillem.
25. Bunlar Labanın, kızı Rahele verdiği Bilhanın oğullarıdır, ve bunları Yakuba doğurdu; bütün canlar yedi idi.
26. Bütün canlar, Yakubun oğullarının karılarından başka Yakubun sulbünden çıkan, onunla Mısıra gelen bütün canlar altmış altı idi;
27. ve kendisine Mısırda doğan Yusufun oğulları iki candır; Yakubun evinin Mısıra gelen bütün canları yetmiş idi.
28. Ve önünden Goşene yol göstermek üzre Yahudayı kendinden önce Yusufa gönderdi; ve Goşen vilâyetine girdiler.
29. Ve Yusuf arabasını hazırladı, ve babası İsraili karşılamak için Goşene çıktı; ve ona kendisini takdim etti, ve onun boynuna kapanıp epeyi müddet boynu üzerinde ağladı.
30. Ve İsrail Yusufa dedi: Senin yüzünü gördükten sonra, şimdi öleyim, çünkü sen hâlâ yaşıyorsun.
31. Ve Yusuf kardeşlerine ve babasının evine dedi: Çıkıp Firavuna bildireyim, ve ona diyeyim: Kenân diyarında olan kardeşlerim ve babamın evi yanıma geldiler;
32. ve bu adamlar çobandırlar, çünkü davar sahibidirler; ve kendi sürülerini ve sığırlarını ve kendilerine ait olan bütün şeyleri getirdiler.
33. Ve olur ki, sizi Firavun çağırır, ve: İşiniz nedir? der;
34. siz de: Çocukluktan şimdiye kadar hem biz hem babalarımız, kulların, davar adamlarıdır, diyin; ki, Goşen vilâyetinde oturasınız; çünkü Mısırlılar için her çoban mekruhtur.

BAP 45

VE Yusuf yanında duranların hepsinin önünde kendini tutamadı; ve bağırdı: Herkesi yanımdan çıkarın. Ve Yusuf kendisini kardeşlerine tanıttığı zaman, yanında hiç kimse yoktu.
2. Ve yüksek sesle ağladı; ve Mısırlılar işittiler, ve Firavunun evi işitti.
3. Ve Yusuf kardeşlerine dedi: Ben Yusufum, babam hâlâ yaşıyor mu? Ve kardeşleri kendisine cevap veremediler; çünkü karşısında şaşırdılar.
4. Ve Yusuf kardeşlerine dedi: Rica ederim, bana yaklaşın. Ve yaklaştılar. Ve dedi: Mısıra sattığınız kardeşiniz Yusuf benim.
5. Ve şimdi beni buraya sattığınıza kederlenmeyin, ve size güç gelmesin; çünkü Allah hayatı korumak için beni önünüzden gönderdi.
6. Çünkü bu iki yıldır memlekette kıtlık var; ve daha beş yıl var ki, onlarda çift sürme ve biçme olmıyacaktır.
7. Ve Allah yeryüzünde sizin için bir bakiye saklamak ve sizi büyük kurtuluşla yaşatmak için beni önünüzden gönderdi.
8. Ve şimdi beni buraya gönderen siz değilsiniz, ancak Allahtır; ve beni Firavuna baba, ve bütün evine efendi, ve bütün Mısır diyarına hükümdar kıldı.
9. Acele edin, ve babama gidin, ve ona diyin: Oğlun Yusuf böyle diyor: Allah beni bütün Mısır diyarına hükümdar kıldı; yanıma in, durma;
10. ve Goşen vilâyetinde oturursun, ve sen, ve oğulların, ve oğullarının oğulları, ve sürülerin, ve sığırların, ve senin olan her şey bana yakın olursunuz;
11. ve seni orada beslerim; çünkü daha beş yıl kıtlık olacaktır; yoksa sen ve evin ve senin olanların hepsi yoksulluk çekersiniz.
12. Ve işte, gözleriniz ve kardeşim Benyaminin gözleri görüyor ki, size söyliyen benim ağzımdır.
13. Ve Mısırda olan bütün izzetimi ve bütün gördüğünüzü babama bildirirsiniz; ve acele edip babamı buraya indirirsiniz.
14. Ve kardeşi Benyaminin boynuna kapanıp ağladı; ve Benyamin onun boynunda ağladı.
15. Ve bütün kardeşlerini öpüp onların boynunda ağladı; ve ondan sonra kardeşleri kendisile konuştular.
16. Ve Yusufun kardeşleri geldi diye Firavunun evinde haber işitildi; ve Firavunun gözünde ve kullarının gözlerinde hoş göründü.
17. Ve Firavun Yusufa dedi: Kardeşlerine söyle: Bunu yapın; hayvanlarınızı yükletin, ve gidip Kenân diyarına varın;
18. ve babanızı ve evleriniz halkını alıp yanıma gelin; ve size Mısır diyarında iyi olanı vereceğim, ve diyarın yağından yersiniz.
19. Ve sana emrolundu, bunu yapın; yavrularınız için ve karılarınız için Mısır diyarından kendinize arabalar alın, ve babanızı getirip gelin.
20. Gözleriniz de eşyanız üzerinde kalmasın, çünkü bütün Mısır diyarının iyi şeyleri sizindir.
21. Ve İsrailin oğulları böyle yaptılar; ve Yusuf Firavunun emri üzerine onlara arabalar verdi, ve yol için onlara azık verdi.
22. Hepsine, her birine birer kat yedek esvap verdi; fakat Benyamine üç yüz parça gümüş, ve beş kat yedek esvap verdi.
23. Ve babasına böylece, yani, Mısırın iyi şeylerile yüklü on eşek, ve babası için yolda buğday ve ekmek ve azık yüklü on dişi eşek gönderdi.
24. Ve kardeşlerini gönderdi, ve gittiler: ve onlara dedi: Yolda kavga etmeyin.
25. Ve Mısırdan çıkıp Kenân diyarına babaları Yakuba geldiler.
26. Ve ona: Yusuf hâlâ yaşıyor, ve o bütün Mısır diyarına hükümdardır, diye bildirdiler. Ve yüreği donuk kaldı, çünkü onlara inanmadı.
27. Ve Yusufun kendilerine dediği bütün sözleri ona söylediler; ve kendisini taşımak için Yusufun gönderdiği arabaları görünce, babaları Yakubun canı dirildi;
28. ve İsrail dedi: Yeter; oğlum Yusuf hâlâ yaşıyor; gideyim, ve ben ölmeden evel onu göreyim.

BAP 44

VE evinin kâhyasına emredip dedi: Bu adamların çuvallarını, kaldırabildikleri kadar yiyecekle doldur, ve her adamın parasını çuvalının ağzına koy.
2. Ve küçüğün çuvalının ağzına kâsemi, gümüş kâseyi, ve buğdayının parasını koy. Ve Yusufun söylediği söze göre yaptı.
3. Ve sabah aydınlanınca, adamlar, kendileri ve eşekleri gönderildiler.
4. Henüz şehirden çıkmışlar, daha uzaklaşmamışlardı; ve Yusuf, evinin kâhyasına dedi: Kalk, o adamların ardınca seğirt; ve onlara yetiştiğin zaman kendilerine de: Niçin iyiliğe karşı kötülükle ödediniz?
5. Bu, efendimin ondan içtiği, ve hem de onunla fala baktığı kâse değil midir? Yaptığınız işle kötülük ettiniz.
6. Ve onlara yetişti, ve bu sözleri kendilerine söyledi.
7. Ve ona dediler: Niçin efendim bu gibi sözler söyliyor? Haşa, kulların böyle bir şey yapmazlar.
8. İşte, çuvallarımızın ağzında bulmuş olduğumuz parayı Kenân diyarından sana geri getirdik, ve senin efendinin evinden nasıl gümüş veya altın çalmış olalım?
9. Kullarından kimin yanında bulunursa, o ölsün, ve biz de efendime köle olalım.
10. Ve dedi: Peki, şimdi sözünüze göre olsun; kimin yanında bulunursa, o bana köle olsun, ve siz suçsuz olursunuz.
11. Ve acele ettiler, ve her biri kendi çuvalını yere indirdi, ve her biri kendi çuvalını açtı.
12. Ve aradı, büyükten başlıyıp küçükte bitirdi, ve kâse Benyaminin çuvalında bulundu.
13. Ve esvaplarını yırttılar, ve her biri eşeğini yükliyip şehre döndüler.
14. Ve Yahuda kardeşlerile Yusufun evine geldi; ve kendisi daha orada idi, ve onun önünde yere kapandılar.
15. Ve Yusuf onlara dedi: Yaptığınız bu iş nedir? Bilmediniz mi ki, benim gibi bir adam elbet fala bakabilir?
16. Ve Yahuda dedi: Efendime ne diyelim? ne söyliyelim? ve kendimizi nasıl suçsuz çıkaralım? Allah kullarının fesadını buldu; işte, hem biz hem kâse elinde bulunan, efendime köleyiz.
17. Ve dedi: Haşa, ben bunu yapmam; elinde kâse bulunan adam, o bana köle olacak; fakat siz babanıza selâmetle gidin.
18. Ve Yahuda ona yaklaşıp dedi: Aman efendim, rica ederim, kulun bir söz söylesin de efendim dinlesin; ve kuluna karşı öfken alevlenmesin; çünkü sen de Firavun gibisin.
19. Efendim kullarına sorup demişti: Sizin babanız yahut kardeşiniz var mı?
20. Ve efendime demiştik: Bizde kocamış adam, babamız, ve küçük, ihtiyarlık çocuğu var, ve kardeşi öldü, ve anasından yalnız o kaldı; ve babası onu sever.
21. Ve kullarına demiştin: Kendisini bana indirin, onu gözümle göreyim.
22. Ve efendime demiştik: Çocuk babasını bırakamaz, çünkü babasını bırakırsa, babası ölür.
23. Ve kullarına demiştin: Eğer küçük kardeşiniz sizinle inmezse, bir daha yüzümü görmezsiniz.
24. Ve babam kulunun yanına çıktığımız zaman, vaki oldu ki, efendimin sözlerini ona bildirdik.
25. Ve babamız dedi: Yine gidin, bize biraz yiyecek satın alın.
26. Ve dedik: İnemeyiz; eğer küçük kardeşimiz bizimle olursa ineriz; çünkü küçük kardeşimiz bizimle olmazsa, o adamın yüzünü göremeyiz.
27. Ve babam kulun bize dedi: Bilirsiniz ki, karım bana iki oğul doğurdu;
28. ve biri yanımdan gitti, ve: Mutlaka parçalandı, dedim; ve şimdiye kadar onu görmedim;
29. bunu da benden alırsanız, ve ona bir zarar değerse, ak saçımı kederle ölüler diyarına indirirsiniz.
30. Ve şimdi babam kulunun yanına vardığım zaman, çocuk bizimle beraber olmazsa, onun canı çocuğun canına bağlı olduğundan,
31. çocuğun bizimle beraber olmadığını görünce, olur ki, ölür, ve kulların babamın ak saçını ölüler diyarına kederle indirirler.
32. Çünkü kulun babama çocuk için kefil olup dedim: Onu sana getirmezsem, ebediyen babama karşı suçlu olayım.
33. Ve şimdi rica ederim, çocuğun yerine efendime köle olarak kulun kalsın; ve çocuk kardeşlerile beraber çıksın.
34. Çünkü çocuk benimle beraber olmazsa, nasıl babama gideyim, ve babama gelecek fenalığı göreyim?

BAP 43

VE diyarda kıtlık ağırdı.
2. Ve Mısırdan getirdikleri buğdayı yiyip tükettikleri zaman, vaki oldu ki, babaları onlara dedi: Yine gidin, bize biraz yiyecek satın alın.
3. Ve Yahuda ona söyliyip dedi: O adam bize: Eğer kardeşiniz sizinle olmazsa, yüzümü görmezsiniz, diye sıkı tenbih etti.
4. Eğer sen kardeşimizi bizimle gönderirsen, ineriz, ve sana yiyecek satın alırız.
5. Fakat göndermezsen, inmeyiz; çünkü o adam bize: Kardeşiniz sizinle olmazsa, yüzümü görmezsiniz, dedi.
6. Ve İsrail dedi: Niçin o adama bir kardeşiniz daha olduğunu bildirmekle bana kötülük ettiniz?
7. Ve dediler: O adam: Daha babanız sağ mı? başka kardeşiniz var mı? diye bizim hakkımızda ve akrabamız hakkında sordukça sordu, biz de ona bu sözlere göre bildirdik. Kardeşinizi getirin, diyeceğini hiç bilir mi idik?
8. Ve Yahuda babası İsraile dedi: Çocuğu benimle gönder, ve kalkıp gideriz; ve sen de, biz de ve yavrularımız da yaşarız ve ölmeyiz.
9. Ona ben kefil olurum; onu benden ararsın; eğer onu sana getirmezsem ve karşında durdurmazsam, ebediyen sana karşı suçlu olayım;
10. çünkü gecikmeseydik, şimdi ikinci defa dönmüş olacaktık.
11. Ve babaları İsrail onlara dedi: Eğer şimdi böyle ise, bunu yapın; kaplarınızda bu memleketin iyi şeylerinden alın, ve o adama bir hediye, biraz pelesenk, ve biraz bal, baharat ve mür, fıstık ve badem götürün,
12. ve yanınıza iki kat para alın, ve çuvallarınızın ağzında geri verilmiş olan parayı elinizde geri götürün; belki bir yanlışlık olmuştur;
13. ve kardeşinizi alıp kalkın, ve o adamın yanına dönün,
14. ve o adamın önünde Kadîr olan Allah size merhamet ihsan etsin, diğer kardeşinizi ve Benyamini size teslim etsin. Ve ben çocuklarımdan edileceksem, edileyim.
15. Ve adamlar bu hediyeyi aldılar, ve ellerinde iki kat para, ve Benyamini alıp kalktılar, ve Mısıra indiler, ve Yusufun önünde durdular.
16. Ve Yusuf Benyamini onlarla beraber görünce, evinin kâhyasına dedi: Bu adamları eve götür; ve davar kesip hazırla; çünkü onlar öğleyin benimle beraber yiyecekler.
17. Ve adam Yusufun dediği gibi yaptı; o adamları Yusufun evine götürdü.
18. Ve adamlar korktular, çünkü Yusufun evine götürülmekte idiler, ve dediler: Evelce çuvallarımızda geri verilmiş olan para meselesi üzerine götürülüyoruz; ta ki, bize karşı bahane arayıp üzerimize düşsün, ve köle olarak bizi ve eşeklerimizi alsın.
19. Ve Yusufun evinin kâhyasına yaklaştılar, ve evin kapısında ona söyliyip dediler:
20. Aman efendim, ilk defa yiyecek satın almak için indik;
21. ve vaki oldu ki, konak yerine vardığımız zaman çuvallarımızı açtık, ve işte, tartısı eksik olmıyarak paramız, her birinin parası, çuvalının ağzında idi; ve onu elimizde yine getirdik.
22. Ve yiyecek satın almak için ellerimizde başka para getirdik; paramızı çuvallarımıza kim koydu, bilmiyoruz.
23. Ve dedi: Selâmette olun, korkmayın; Allahınız ve babanızın Allahı size çuvallarınızda hazine verdi; paranız bana geldi. Ve Şimeonu onlara çıkardı.
24. Ve birisi adamları Yusufun evine getirdi, ve ayaklarını yıkamaları için su verdi, ve eşeklerine yem verdi.
25. Ve öğle vakti Yusufun gelmesine kadar hediyeyi hazırladılar; çünkü orada ekmek yiyeceklerini işitmişlerdi.
26. Ve Yusuf eve gelince, ellerinde olan hediyeyi, evin içine, ona getirdiler, ve ona yere kadar iğildiler.
27. Ve onlardan hal ve hatır sordu, ve dedi: O dediğiniz kocamış adam, babanız, selâmette mi? hâlâ yaşıyor mu?
28. Ve dediler: Babamız kulun selâmette, hâlâ yaşıyor. Ve baş iğip secde kıldılar.
29. Ve gözünü kaldırıp anasının oğlu, kardeşi Benyamini gördü ve dedi: Bana söylediğiniz küçük kardeşiniz bu mudur? Ve dedi: Ey oğlum, Allah sana lûtfetsin.
30. Ve Yusuf acele etti; çünkü kardeşi için yüreği yanıyordu; ve ağlıyacak bir yer aradı; ve odasına girip orada ağladı.
31. Ve yüzünü yıkayıp çıktı; ve kendisini tuttu, ve dedi: Yemek koyun.
32. Ve ona ayrıca, ve onlara ayrıca, ve kendisile yiyen Mısırlılara ayrıca koydular; çünkü Mısırlılar İbranîlerle beraber yemek yemezlerdi; çünkü o, Mısırlılara mekruhtu.
33. Ve onun önünde ilk doğan ilk oğulluk hakkına göre ve küçüğü küçüklüğüne göre oturdular; ve adamlar birbirine bakıp şaştılar.
34. Ve önünde olandan onlara pay ayırdı; fakat Benyaminin payı obirlerinden her birinin payından beş kat ziyade idi. Ve içtiler, ve onunla beraber hoş vakit geçirdiler.

BAP 42

VE Yakub Mısırda buğday olduğunu gördü, ve Yakub oğullarına dedi: Niçin birbirinize bakıyorsunuz?
2. Ve dedi: İşte, Mısırda buğday olduğunu işittim; oraya inin, ve oradan bize satın alın; ta ki, yaşıyalım, ve ölmiyelim.
3. Ve Yusufun on kardeşi Mısırdan buğday satın almak için indiler.
4. Fakat Yakub Yusufun kardeşi Benyamini kardeşlerile göndermedi; çünkü dedi: Belki ona bir zarar dokunur.
5. Gelenler arasında İsrail oğulları da satın almak için geldiler; çünkü Kenân diyarında kıtlık vardı.
6. Ve memleket üzerine vali olan Yusuftu; memleketin bütün kavmına satan kendisi idi. Ve Yusufun kardeşleri geldiler, ve onun önünde yere kapandılar.
7. Ve Yusuf kardeşlerini görüp onları tanıdı, fakat kendisi bir yabancı imiş gibi davranarak onlara sert söyledi; ve onlara dedi: Nereden geliyorsunuz? Ve dediler: Yiyecek satın almak için Kenân diyarından.
8. Ve Yusuf kardeşlerini tanıdı, fakat onlar kendisini tanımadılar.
9. Ve Yusuf onlar hakkında gördüğü ruyaları hatırladı, ve onlara dedi: Siz çaşıtsınız; memleketin çıplaklığını görmek için geldiniz.
10. Ve ona dediler: Hayır efendim, ancak kulların yiyecek satın almak için geldiler.
11. Biz hepimiz bir adamın oğullarıyız; biz doğru adamlarız, kulların çaşıt değildir.
12. Ve onlara dedi: Hayır, fakat memleketin çıplaklığını görmek için geldiniz.
13. Ve dediler: Biz kulların, Kenân diyarında bir adamın oğulları, on iki kardeşiz; ve işte, küçüğü bugün babamızın yanındadır, biri de yoktur.
14. Ve Yusuf onlara dedi: Çaşıtsınız diye size söylediğim budur;
15. bununla tecrübe edileceksiniz, Firavunun hayatına yemin ederim, küçük kardeşiniz buraya gelmedikçe buradan çıkmıyacaksınız.
16. Sizden birini gönderin de kardeşinizi getirsin, ve siz bağlanacaksınız, ta ki, sizde hakikat var mı diye sözleriniz tecrübe olunsun; yoksa, Firavunun hayatına yemin ederim ki, siz çaşıtsınız.
17. Ve üç gün onları hapishaneye koydu.
18. Ve üçüncü günde Yusuf onlara dedi: Bunu yapın ve sağ kalın; çünkü ben Allahtan korkarım;
19. eğer doğru adamlarsanız, kardeşinizden biri hapsedildiğiniz evde bağlansın; fakat siz gidin, ve evlerinizin kıtlığı için buğday götürün;
20. ve küçük kardeşinizi bana getirin; böylece sözleriniz doğru çıkacak, ve ölmiyeceksiniz. Ve böyle yaptılar.
21. Ve birbirine dediler: Gerçekten biz kardeşimize karşı suçluyuz, çünkü bize yalvardığı zaman, canının sıkıntısını gördük, ve dinlemedik; onun için üzerimize bu sıkıntı geldi.
22. Ve Ruben onlara cevap verip dedi: Çocuğa karşı suç etmeyin diye size söylemedim mi? ve dinlemediniz; ve onun kanı da işte, aranılıyor.
23. Ve Yusufun kendilerini anladığını bilmediler; çünkü aralarında tercüman vardı.
24. Ve onlardan ayrılıp ağladı; ve onlara dönüp kendilerile konuştu, ve aralarından Şimeonu alıp gözleri önünde onu bağladı.
25. Ve Yusuf emretti ki, onların kapları buğdayla doldurulsun, ve her birinin parası kendi çuvalına geri konulsun, ve onlara yol için azık verilsin; ve onlara böyle yapıldı.
26. Ve buğdaylarını eşekleri üzerine yüklediler, ve oradan gittiler.
27. Ve biri konak yerinde eşeğine yem vermek için çuvalını açınca, parasını gördü; ve işte, o, çuvalının ağzında idi.
28. Ve kardeşlerine dedi: Param geri verilmiş; ve işte, hattâ çuvalımdadır; ve yürekleri yerinden oynadı, ve titriyerek birbirlerine dönüp dediler: Allahın bize bu yaptığı nedir?
29. Ve Kenân diyarına, babaları Yakuba geldiler, ve kendilerine olan bütün bu şeyleri ona anlatıp dediler:
30. Memleketin efendisi olan adam bizimle sert söyleşti, memleketi çaşıtlıyanlar gibi tuttu.
31. Ve ona dedik: Biz doğru adamlarız, çaşıt değiliz, biz babamızın oğulları,
32. on iki kardeşiz; biri yoktur, ve küçüğü bugün Kenân diyarında babamızın yanındadır.
33. Ve o adam, memleketin efendisi, bize dedi: Sizin doğru adamlar olduğunuzu bununla bileceğim, kardeşlerinizden birini yanımda bırakın, ve evlerinizin kıtlığı için buğday alıp gidin,
34. ve küçük kardeşinizi bana getirin; o zaman sizin çaşıt değil, doğru adamlar olduğunuzu bileceğim, ve kardeşinizi size vereceğim ve memlekette alış veriş edersiniz.
35. Ve vaki oldu ki, onlar çuvallarını boşaltırken, işte, her birinin para çıkını çuvalında idi, ve kendileri ve babaları paralarının çıkınlarını görünce, korktular.
36. Ve babaları Yakub onlara dedi: Beni çocuklarımdan ettiniz; Yusuf yok, ve Şimeon yok, Benyamini de alacaksınız; bütün bunlar benim başıma geliyor.
37. Ve Ruben babasına söyliyip dedi: Eğer onu sana getirmezsem, benim iki oğlumu öldür; onu benim elime ver, ben de onu sana geri getiririm.
38. Ve dedi: Benim oğlum sizinle beraber inmiyecektir; çünkü kardeşi öldü, ve yalnız bu kaldı; eğer gideceğiniz yolda kendisine bir zarar değerse, o vakit benim ak saçımı ölüler diyarına kederle indireceksiniz.

BAP 41

VE iki tam yıl sonunda vaki oldu ki, Firavun bir ruya gördü; ve işte ırmağın yanında duruyordu.
2. Ve işte, ırmaktan bakılışta güzel ve ette semiz yedi inek çıktı, ve sazlar arasında otlanıyorlardı.
3. Ve işte, onlardan sonra, bakılışta çirkin ve ette cılız başka yedi inek çıktı, ve ırmağın kenarında ineklerin yanında durdular.
4. Ve bakılışta çirkin ve ette cılız inekler bakılışta güzel ve semiz yedi ineği yediler. Ve Firavun uyandı.
5. Ve uykuya varıp ikinci defa ruya gördü; ve işte, bir sapta yedi semiz ve iyi başak çıktı.
6. Ve işte, onlardan sonra cılız ve şark rüzgârından yanmış yedi başak bitti.
7. Ve cılız başaklar yedi semiz ve dolgun başağı yuttular. Ve Firavun uyandı, ve işte, ruya idi.
8. Ve vaki oldu ki, sabahlayın, onun canı rahatsızdı; ve gönderip Mısırın bütün sihirbazlarını, ve bütün hikmetlilerini çağırdı; ve Firavun onlara ruyasını anlattı; fakat onları Firavuna tabir edebilen bulunmadı.
9. Ve baş saki Firavuna söyliyip dedi: Ben bugün suçlarımı hatırlıyorum;
10. Firavun kullarına öfkelendi, ve beni ve baş ekmekçiyi hapishaneye, muhafız askerler reisinin evine, teslim etti;
11. ve ben ve o, bir gecede ruya gördük; her biri ruyasının tabirine göre ruya gördük.
12. Ve orada bizimle beraber muhafız askerler reisinin kulu, İbranî bir genç vardı; ve ona anlattık, ve bize ruyalarımızı tabir etti; her birimize ruyasına göre tabir etti.
13. Ve vaki oldu ki, bize nasıl tabir etti ise, öyle oldu; ben memuriyetime döndürüldüm, ve o asıldı.
14. Ve Firavun gönderip Yusufu çağırdı ve onu zindandan çabuk çıkardılar; ve tıraş olup esvabını değiştirdi, ve Firavunun huzuruna girdi.
15. Ve Firavun Yusufa dedi: Ruya gördüm, ve onu tabir eden yoktur; ve ben senin hakkında, ne zaman ruya işitirsen, onu tabir edebilirsin diye işittim.
16. Ve Yusuf Firavuna cevap verip dedi: Bende yoktur; Allah Firavuna hayırlı cevap verecektir.
17. Ve Firavun Yusufa dedi: Ruyamda, işte, ırmağın kenarında duruyordum;
18. ve işte, ırmaktan ette semiz ve görünüşte güzel yedi inek çıktı; ve sazlar arasında otlanıyorlardı;
19. ve işte, onlardan sonra düşkün ve görünüşte çok çirkin ve ette cılız başka yedi inek çıktı, bütün Mısır diyarında çirkinlikçe onlar gibi inek görmedim;
20. ve cılız ve çirkin inekler evelki yedi semiz ineği yediler,
21. ve onların karnına girdikleri zaman, onların karnına girmiş oldukları bilinmezdi, ve onların bakılışı başlangıçta olduğu gibi kötü idi. Ve uyandım.
22. Ve ruyamda gördüm, ve işte, bir sapta dolgun ve iyi yedi başak çıktı;
23. ve işte, onlardan sonra solgun, cılız, ve şark yelinden yanmış yedi başak bitti,
24. ve cılız başaklar yedi iyi başağı yuttular; ve sihirbazlara söyledim, fakat bana bildiren bulunmadı.
25. Ve Yusuf Firavuna dedi: Firavunun ruyası birdir; Allah yapmak üzre olduğu şeyi Firavuna bildirdi.
26. Yedi iyi inek yedi yıldır, ve yedi iyi başak yedi yıldır; ruya birdir.
27. Ve onlardan sonra çıkan yedi cılız ve çirkin inek, ve şark yelinden yanmış boş yedi başak da yedi yıldır; yedi kıtlık yılı olacaktır.
28. Firavuna dediğim şey budur; Allah yapmak üzre olduğu şeyi Firavuna gösterdi.
29. İşte, bütün Mısır diyarında yedi büyük bolluk yılı gelecektir;
30. ve onlardan sonra yedi kıtlık yılı çıkacaktır; ve Mısır diyarında bütün bolluk unutulacaktır; ve diyarı kıtlık telef edecektir;
31. ve diyarda bolluk, ardınca gelen bu kıtlık yüzünden bilinmiyecektir; çünkü çok ağır olacaktır.
32. Ve ruya Firavuna iki defa tekrar edildi, çünkü mesele Allah tarafından sabittir, ve Allah onu yapmakta acele edecektir.
33. Ve şimdi, Firavun akıllı ve hikmetli bir adam arasın, ve onu Mısır diyarı üzerine koysun.
34. Firavun bunu yapsın, ve bütün diyar üzerine memurlar koysun, ve yedi bolluk yılında Mısır diyarının beşte birini alsın.
35. Ve bu gelecek iyi yılların bütün yiyeceğini toplasınlar; ve buğdayı şehirlerde yiyecek olarak Firavunun eli altında yığsınlar, ve saklasınlar.
36. Ve bu yiyecek Mısır diyarında olacak yedi kıtlık yılı için memlekete zahire olacaktır; ta ki, memleket kıtlıkla kırılmasın.
37. Ve bu söz Firavunun gözünde ve bütün kullarının gözünde iyi idi.
38. Ve Firavun kullarına dedi: Bunun gibi, kendisinde Allahın ruhu olan bir adam bulabilir miyiz?
39. Ve Firavun Yusufa dedi: Mademki Allah sana bütün bu şeyi bildirdi, senin gibi akıllı ve hikmetli adam yoktur;
40. sen evimin üzerinde bulunacaksın, ve bütün kavmım senin emrin üzerine idare olunacaktır; ben yalnız tahtta senden büyük olacağım.
41. Ve Firavun Yusufa dedi: Bak, seni bütün Mısır diyarı üzerine koydum.
42. Ve Firavun mühürünü parmağından çıkardı, ve onu Yusufun parmağına taktı; ve ona ince keten esvap giydirdi, ve boynuna altın zincir taktı,
43. ve onu kendisinin ikinci arabasına bindirdi; ve onun önünde: Diz çökün, diye bağırdılar; ve onu bütün Mısır diyarı üzerine koydu.
44. Ve Firavun Yusufa dedi: Ben Firavunum, ve bütün Mısır diyarında hiç kimse sensiz elini yahut ayağını kaldırmıyacaktır.
45. Ve Firavun Yusufun adını Zafenat-paneah koydu; ve kendisine On şehrinin kâhini Poti-feranın kızı Asenatı karı olarak verdi. Ve Yusuf bütün Mısır diyarını devre çıktı.
46. Ve Mısır kıralı Firavunun huzurunda durduğu zaman, Yusuf otuz yaşında idi. Ve Yusuf Firavunun huzurundan çıkıp bütün Mısır diyarında dolaştı.
47. Ve yedi bolluk yılında toprak avuçlarla verdi.
48. Ve Mısır diyarında olan yedi yılın bütün yiyeceğini topladı, ve yiyeceği şehirlere koydu; her şehrin etrafında olan tarlada yetişen yiyeceği o şehrin içine koydu.
49. Ve Yusuf deniz kumu gibi pek çok buğdayı, onu hesap etmekten vazgeçinciye kadar yığdı; çünkü sayısı yoktu.
50. Ve kıtlık yılı gelmeden evel Yusufun iki oğlu oldu, onları On kâhini Poti-feranın kızı Asenat kendisine doğurdu.
51. Ve Yusuf ilk oğlunun adını Manasse* koydu: Çünkü Allah bana bütün zahmetimi ve bütün babamın evini unutturdu, dedi.
52. Ve ikincinin adını Efraim* koydu: Çünkü Allah düşkünlüğüm diyarında beni semereli kıldı, dedi.
53. Ve Mısır diyarında olan yedi bolluk yılı bitti.
54. Ve Yusufun söylemiş olduğu gibi yedi kıtlık yılı gelmeğe başladı, ve bütün memleketlerde kıtlık vardı; fakat bütün Mısır diyarında ekmek vardı.
55. Ve bütün Mısır diyarı aç kalınca, kavm Firavuna ekmek için feryat ettiler, ve Firavun bütün Mısırlılara dedi: Yusufa gidin; onun size diyeceğini yapın.
56. Ve kıtlık bütün yeryüzü üzerinde idi, ve Yusuf yiyecek bulunan bütün yerleri açıp Mısırlılara satıyordu, ve kıtlık Mısır diyarında şiddetlendi.
57. Ve bütün memleketler buğday satın almak için Mısıra, Yusufa geldiler; çünkü bütün yeryüzünde kıtlık şiddetli idi.
*Unutturan.
*Semereli, manasınadır.

BAP 40

VE bu şeylerden sonra vaki oldu ki, Mısır kıralının sakisi ve ekmekçisi efendileri Mısır kıralına karşı suç ettiler.
2. Ve Firavun iki memuruna karşı, baş saki ve baş ekmekçiye karşı, öfkelendi.
3. Ve onları hapishaneye, muhafız askerleri reisinin evine, zindana, Yusufun mahpus olduğu yere teslim etti.
4. Ve muhafız askerler reisi Yusufu onların üzerine koydu, ve onlara hizmet etti; ve bir müddet hapishanede kaldılar.
5. Mısır kıralının zindanda mahpus olan sakisi ve ekmekçisi, her ikisi bir gecede, her biri ruyasının tabirine göre birer ruya gördüler.
6. Ve sabahlayın, Yusuf onların yanına geldi, ve onları gördü, ve işte, kederli idiler.
7. Ve hapishanede, efendisinin evinde, kendisile beraber olan Firavunun memurlarına sorup dedi: Niçin bugün yüzünüz bozuk?
8. Ve ona dediler: Ruya gördük, ve onu tabir eden yok. Ve Yusuf onlara dedi: Tabir Allaha mahsus değil mi? rica ederim, bana anlatın.
9. Ve baş saki ruyasını Yusufa hikâye edip ona dedi: Ruyamda işte, önümde bir asma, ve asmada üç çubuk vardı;
10. ve tomurcuklanır gibi idi, ve çiçekleri çıkıp salkımları olgun üzümler verdiler;
11. ve Firavunun kâsesi elimde idi; ve üzümleri alıp onları Firavunun kâsesi içine sıktım, ve kâseyi Firavunun eline verdim.
12. Ve Yusuf ona dedi: Onun tabiri şudur: Üç çubuk üç gündür;
13. artık üç güne kadar Firavun senin başını yükseltecek, ve yine seni memuriyetine döndürecek; ve onun sakisi bulunduğun vakitte olduğu gibi, evelki usule göre, Firavunun kâsesini onun eline vereceksin.
14. Fakat sana iyilik olduğu zaman, beni hatırına getir, rica ederim, bana lûtfet, ve beni Firavuna söyle, ve beni bu evden çıkar;
15. çünkü gerçek ben İbranîler diyarından çalındım, ve burada dahi zindana konulacak bir şey yapmadım.
16. Ve baş ekmekçi tabirin iyi olduğunu görünce, Yusufa dedi: Ben de ruyamda idim, ve işte, başımın üzerinde üç sepet beyaz ekmek vardı;
17. ve en üstteki sepette Firavunun yiyeceklerinin her çeşidinden, ekmekçi işleri vardı; ve kuşlar başımın üzerindeki sepetten onları yiyorlardı.
18. Ve Yusuf cevap verip dedi: Onun tabiri şudur: Üç sepet üç gündür;
19. artık üç güne kadar Firavun senin başını senden kaldıracak, ve seni ağaca asacak, ve kuşlar senin etini üzerinden yiyecekler.
20. Ve üçüncü günde, Firavunun doğum gününde, vaki oldu ki, bütün kullarına ziyafet yaptı; ve kullarının ortasında baş sakinin başını ve baş ekmekçinin başını yükseltti,
21. ve Yusufun onlara tabir ettiği gibi, baş sakiyi sakiliğine döndürdü; ve kâseyi Firavunun eline verdi;
22. fakat baş ekmekçiyi astı.
23. Fakat baş saki Yusufu hatırlamadı, ve onu unuttu.

BAP 39

VE Yusuf Mısıra indirildi; Firavunun bir memuru, muhafız askerler reisi, Mısırlı Potifar, onu oraya indirmiş olan İsmailîlerin elinden satın aldı.
2. Ve RAB Yusufla idi, ve muvaffakıyetli adamdı; ve Mısırlı efendisinin evinde idi.
3. Ve efendisi gördü ki, RAB onunla idi, ve yaptığı her şeyde RAB ona muvaffakıyet veriyordu.
4. Ve Yusuf onun gözünde lûtuf buldu, ve onun hizmetinde bulunuyordu; ve onu evi üzerine tayin etti, ve kendisine ait olan her şeyi onun eline verdi.
5. Onu evinde, ve kendisine ait olan her şeyi üzerine tayin ettiği zamandan itibaren vaki oldu ki, RAB Yusufun yüzünden Mısırlının evini mubarek kıldı; ve evin içinde ve tarlada, ona ait olan her şeyde RABBİN bereketi vardı.
6. Ve kendine ait olan her şeyi Yusufun eline bıraktı; ve yediği ekmekten başka onun yanında olan hiç bir şeyi bilmezdi. Ve Yusuf endamı güzel, ve bakılışta güzeldi.
7. Ve bu şeylerden sonra vaki oldu ki, efendisinin karısı Yusufa göz atıp: Benimle yat, dedi.
8. Fakat reddedip efendisinin karısına dedi: İşte, efendim benimle evde ne olduğunu bilmez, ve kendisine ait olan her şeyi elime vermiştir,
9. bu evde o benden büyük değildir; ve senden başka bir şeyi benden esirgemedi, çünkü sen karısısın; ve nasıl bu büyük kötülüğü yapayım, ve Allaha karşı suç edeyim?
10. Ve her gün Yusufa söylediği halde, onun yanında yatmak, yahut onunla beraber olmak ricasını dinlemezdi.
11. Ve vaki oldu ki, günlerin birinde işini yapmak için eve girdi, ve orada ev halkından içerde kimse yoktu.
12. Ve: Benimle beraber yat, diyerek onu esvabından tuttu; ve Yusuf esvabını onun elinde bırakıp kaçtı, ve dışarı çıktı.
13. Ve vaki oldu ki, esvabını elinde bırakıp dışarı kaçtığını görünce,
14. evinin adamlarını çağırdı, ve onlara dedi: Bakın, bizimle eğlenmek için bu İbranî adamı bize getirdi; benimle yatmak için yanıma geldi, ve yüksek sesle çağırdım;
15. ve vaki oldu ki, sesimi yükseltip çağırdığımı işitince, esvabını yanıma bırakıp kaçtı, ve dışarı çıktı.
16. Ve efendisi evine gelinciye kadar, esvabını yanında alıkoydu.
17. Ve ona bu sözlere göre söyliyip dedi: Bize getirdiğin İbranî köle benimle istihza etmek için yanıma geldi;
18. ve vaki oldu ki, sesimi yükseltip çağırdığım zaman, esvabını yanıma bırakıp dışarı kaçtı.
19. Ve vaki oldu ki, efendisi: Bana senin kölen böyle yaptı, diyerek karısının kendisine söylediği sözleri işittiği zaman, öfkesi alevlendi.
20. Ve Yusufun efendisi onu alıp zindana, kıralın mahpuslarının bağlandığı yere, teslim etti, ve orada zindanda kaldı.
21. Fakat RAB Yusufla idi, ve ona inayet gösterdi, ve zindan müdürünün gözünde ona lûtuf verdi.
22. Ve zindan müdürü zindanda olan bütün mahpusları Yusufun eline verdi; ve orada yapılan her şeyi yapan o idi.
23. Zindan müdürü onun elinde olan hiç bir şeye bakmazdı, çünkü RAB onunla idi, ve yaptığı şeyde RAB ona muvaffakıyet veriyordu.

BAP 38

VE o zamanda vaki oldu ki, Yahuda kardeşlerinin yanından indi, ve Adullamlı bir adamın yanına indi, ve onun adı Hira idi.
2. Ve Yahuda orada Kenânlı bir adamın kızını gördü, ve adamın adı Şua idi; ve kızı alıp yanına girdi.
3. Ve gebe kalıp bir oğul doğurdu; ve onun adını Er koydu.
4. Ve yine gebe kalıp bir oğul doğurdu; ve onun adını Onan koydu.
5. Ve tekrar bir oğul daha doğurup onun adını Şela koydu; ve onu doğurduğu zaman, Yahuda Kezibde idi.
6. Ve Yahuda ilk oğlu Er için bir karı aldı, ve onun adı Tamardı.
7. Ve Yahudanın ilk oğlu Er RABBİN gözünde kötü idi; ve RAB onu öldürdü.
8. Ve Yahuda Onana dedi: Kardeşinin karısının yanına gir, ve ona kayın biraderlik vazifesini yap, ve kendi kardeşine zürriyet yetiştir.
9. Ve Onan o zürriyet kendisinin olmıyacağını bildi; ve vaki oldu ki, kardeşinin karısının yanına girdiği zaman, kardeşine zürriyet vermesin diye yere dökerdi.
10. Ve yaptığı şey RABBİN gözünde kötü oldu; ve onu da öldürdü.
11. Ve Yahuda gelini Tamara dedi: Oğlum Şela büyüyünciye kadar kendi babanın evinde dul kal; çünkü: O da kardeşleri gibi ölmesin, dedi. Ve Tamar gidip babasının evinde oturdu.
12. Ve çok zaman sonra Şuanın kızı, Yahudanın karısı, öldü, ve Yahuda teselli buldu, ve kendisi dostu Adullamlı Hira ile Timnata, sürüsünü kırkanların yanına çıktı.
13. Ve: İşte, kaynatan sürüsünü kırkmak için Timnata çıkıyor, diye Tamara bildirildi.
14. Ve üzerinden dulluk esvabını çıkardı, peçesile örtündü, ve Timnat yolu üzerinde olan Enaim kapısında sarınıp oturdu; çünkü Şelanın büyüyüp kendisinin ona karı olarak verilmediğini gördü.
15. Ve Yahuda onu görünce, kendisini kötü kadın sandı; çünkü yüzünü kapamıştı.
16. Ve yolda onun yanına inip dedi: Rica ederim, gel senin yanına gireyim; çünkü onun kendi gelini olduğunu bilmedi. Ve dedi: Yanıma girmek için bana ne verirsin?
17. Ve dedi: Sürüden bir oğlak gönderirim. Ve dedi: Onu gönderinciye kadar bir rehin verir misin?
18. Ve dedi: Sana ne rehin vereyim? ve dedi: Kendi mühürünü ve kaytanını ve elinde olan değneğini. Ve ona verip onun yanına girdi, ve kadın ondan gebe kaldı.
19. Ve kalkıp gitti, ve üzerinden peçesini çıkardı, ve dulluk esvabını giydi.
20. Ve Yahuda kadının elinden rehini almak için Adullamlı dostunun elile oğlağı gönderdi; fakat onu bulmadı.
21. Ve kadının bulunduğu yerin adamlarına sorup dedi: Enaimde yol kenarındaki o kötü kadın nerededir?
22. Ve dediler: Burada kötü kadın yoktu. Ve Yahudanın yanına dönüp dedi: Onu bulamadım; ve hem de o yerin adamları: Burada kötü kadın yoktu, dediler.
23. Ve Yahuda dedi: Kendisinin olsun, bize utanç olmasın; işte, bu oğlağı gönderdim, ve sen kendisini bulmadın.
24. Ve üç ay kadar sonra vaki oldu ki, Yahudaya: Gelinin Tamar zina etmiştir, ve hem de işte, zina ile gebe kalmıştır, diye bildirildi. Yahuda dedi: Onu çıkarın, ve yakılsın.
25. Ve o dışarı çıkarıldığı zaman: Bu şeyler kimin ise, ben o adamdan gebe kaldım, diyerek kaynatasına gönderdi; ve dedi: Rica ederim, bak, bu mühür, ve kaytanlar ve değnek kimindir?
26. Ve Yahuda tanıyıp dedi: Mademki onu oğlum Şelaya vermedim, o benden daha salihtir. Ve artık onu tekrar bilmedi.
27. Ve onun doğurduğu vakitte vaki oldu ki, işte, rahminde ikiz vardı.
28. Ve doğurduğunda vaki oldu ki, biri elini çıkardı, ve ebe aldı, onun eline bir kırmızı iplik bağlıyıp dedi: Bu önce doğdu.
29. Ve elini geri aldığı zaman vaki oldu ki, işte, kardeşi doğdu; ve ebe dedi: Niçin kendine gedik açtın? bunun için adı Perets* konuldu.
30. Ve sonra elinde kırmızı iplik olan kardeşi doğdu; ve onun adı Zerah konuldu.
*Gedik.

BAP 37

VE Yakub babasının gurbet diyarında, Kenân diyarında, oturdu.
2. Yakubun zürriyetleri bunlardır. Yusuf on yedi yaşında olarak kardeşlerile beraber sürüyü gütmekte idi; ve o, genç olup babasının karıları Bilhanın ve Zilpanın oğulları ile beraberdi; ve Yusuf onların fena sözlerini babalarına getirdi.
3. Ve İsrail Yusufu bütün oğullarından ziyade severdi, çünkü o ihtiyarlığının oğlu idi; ve ona alaca entari yaptı.
4. Ve babalarının bütün kardeşlerinden ziyade onu sevdiğini kardeşleri gördüler; ve ondan nefret ettiler, ve ona tatlı söz söyliyemezlerdi.
5. Ve Yusuf ruya görüp kardeşlerine bildirdi, ve ondan daha ziyade nefret ettiler.
6. Ve onlara dedi: Rica ederim, gördüğüm bu ruyayı dinleyin;
7. işte, tarlanın ortasında biz demetler bağlıyorduk, ve işte, benim demetim kalktı ve dikildi, ve işte, sizin demetleriniz etrafını kuşatıp benim demetime iğildiler.
8. Ve kardeşleri ona dediler: Gerçek üzerimize kıral mı olacaksın? yahut gerçek üzerimizde hüküm mü süreceksin? Ve ruyalarından ve sözlerinden dolayı ondan daha ziyade nefret ettiler.
9. Ve yine başka ruya gördü, ve onu kardeşlerine anlatıp dedi: İşte, bir ruya daha gördüm; ve işte, güneş ve ay ve on bir yıldız bana iğildiler.
10. Ve babasına ve kardeşlerine anlattı; ve babası onu azarlıyıp kendisine dedi: Bu gördüğün ruya nedir? Gerçek ben ve anan ve kardeşlerin yere kadar sana iğilmek için mi geleceğiz?
11. Ve kardeşleri onu kıskandılar; fakat babası bu sözü yüreğinde tuttu.
12. Ve kardeşleri babalarının sürüsünü Şekemde gütmek için gittiler.
13. Ve İsrail Yusufa dedi: Kardeşlerin sürüyü Şekemde gütmiyorlar mı? gel de seni onların yanına göndereyim. Ve ona dedi: İşte ben.
14. Ve ona dedi: Git, bak, kardeşlerin iyi mi, ve sürü iyi mi? ve bana haber getir. Ve onu Hebron vadisinden gönderdi, ve Şekeme vardı.
15. Ve bir adam onu buldu, ve işte, o, kırda avare dolaşıyordu, ve adam: Ne arıyorsun? diye ona sordu.
16. Ve dedi: Ben kardeşlerimi arıyorum; rica ederim, onlar sürüyü nerede güdüyorlar, bana bildir.
17. Ve adam dedi: Buradan göç ettiler; çünkü onların: Dotana gidelim, dediklerini işittim. Ve Yusuf kardeşlerinin ardına düştü, ve onları Dotanda buldu.
18. Ve onu uzaktan gördüler, ve kendilerine yaklaşmazdan önce, onu öldürmek için düzen kurdular.
19. Ve birbirine dediler: İşte, bu ruyalar sahibi geliyor.
20. Ve şimdi gelin, ve onu öldürelim, ve onu kuyulardan birisinin içine atalım, ve: Kötü bir canavar onu yedi, deriz; ve onun ruyaları ne olacak görürüz.
21. Ve Ruben işitip onların elinden onu kurtardı, ve dedi: Canına kıymıyalım.
22. Ve onu babasına geri götürmek üzre onların elinden kurtarsın diye Ruben onlara dedi: Kan dökmeyin; onu çölde olan bu kuyuya atın, fakat ona el uzatmayın.
23. Ve Yusuf kardeşlerinin yanına geldiği zaman, vaki oldu ki, Yusufun entarisini, üzerinde olan alaca entariyi, çekip çıkardılar;
24. ve kendisini alıp kuyuya attılar; ve kuyu boştu, onda su yoktu.
25. Ve ekmek yemek için oturdular; ve gözlerini kaldırıp gördüler, ve işte, Gileaddan İsmailîlerin bir kervanı geliyordu, ve onların develeri baharat, pelesenk ve mür yüklü idi, ve Mısıra indirmek için gidiyorlardı.
26. Ve Yahuda kardeşlerine dedi: Eğer kardeşimizi öldürür, ve onun kanını gizlersek, ne kazanç var?
27. Gelin, ve onu İsmailîlere satalım, ve elimiz ona dokunmasın; çünkü o kardeşimizdir, etimizdir. Ve kardeşleri sözünü dinlediler.
28. Ve Midyanîler, tacirler, geçiyorlardı; ve Yusufu çekip kuyudan çıkardılar, ve Yusufu İsmailîlere yirmi gümüşe sattılar. Ve onlar Yusufu Mısıra götürdüler.
29. Ve Ruben kuyuya döndü, ve işte, Yusuf kuyuda yoktu; ve esvabını yırttı.
30. Ve kardeşlerinin yanına dönüp dedi: Çocuk yok, ve ben, ben nereye gideyim?
31. Ve Yusufun entarisini aldılar, ve bir ergeç kesip entariyi kana batırdılar;
32. ve alaca entariyi gönderdiler, ve babalarına getirip dediler: Bunu bulduk, bak, oğlunun entarisi mi, yahut değil mi?
33. Ve onu tanıyıp dedi: Oğlumun entarisidir; kendisini kötü bir canavar yemiştir; Yusuf mutlaka parçalanmıştır.
34. Ve Yakub esvabını yırttı, ve beline çul sardı, ve çok günler oğluna yas tuttu.
35. Ve bütün oğulları ile bütün kızları onu teselliye kalktılar; ve teselli edilmek istemedi, ve dedi: Çünkü oğlumun yanına, ölüler diyarına yas tutarak ineceğim. Ve babası onun için ağladı.
36. Ve Midyanîler onu Mısırda Firavunun bir memuru, muhafız askerler reisi olan Potifara sattılar.

BAP 36

VE Esavın (o Edomdur) zürriyeti şunlardır:
2. Esav karılarını Kenân kızlarından, Hittî Elonun kızı Adayı, ve Hivî Tsibeonun kızı, Ananın kızı Oholibamayı,
3. ve Nebayotun kızkardeşi, İsmailin kızı Basematı aldı.
4. Ve Ada, Esava Elifazı doğurdu; ve Basemat, Reueli doğurdu;
5. ve Oholibama, Yeuşu ve Yalamı ve Korahı doğurdu; Esavın oğulları bunlardır, ona Kenân diyarında doğdular.
6. Ve Esav karılarını, ve oğullarını, ve kızlarını, ve evinin bütün canlarını, ve davarını, ve bütün hayvanlarını, ve Kenân diyarında kazanmış olduğu bütün mallarını aldı; ve kardeşi Yakubun yanından bir diyara gitti.
7. Çünkü kazandıkları şeyler birlikte oturmak için pek çoktu; ve onların gurbet diyarı davarlarının yüzünden kendilerini taşıyamıyordu.
8. Ve Esav, Seir dağında oturdu; Esav Edomdur.
9. Ve Seir dağında, Edomluların babası Esavın zürriyeti şunlardır;
10. Esavın oğullarının adları şunlardır: Esavın karısı Adanın oğlu Elifaz, Esavın karısı Basematın oğlu Reuel.
11. Ve Elifazın oğulları, Teman, Omar, Tsefo, ve Gatam, ve Kenazdır.
12. Ve Timna, Esavın oğlu Elifaza cariye idi; ve Elifaza Amaleki doğurdu; Esavın karısı Adanın oğulları bunlardır.
13. Ve Reuelin oğulları şunlardır: Nahat, ve Zerah, Şamma, ve Mizza; bunlar Esavın karısı Basematın oğullarıdır.
14. Tsibeonun kızı, Ananın kızı olan Esavın karısı Oholibamanın oğulları şunlardır: ve Esava Yeuşu, ve Yalamı, ve Korahı doğurdu.
15. Esav oğullarının emîrleri şunlardır: Esavın ilk oğlu Elifazın oğulları: Emîr Teman, emîr Omar, emîr Tsefo, emîr Kenaz,
16. emîr Korah, emîr Gatam, emîr Amalek; Edom diyarında Elifazdan olan emîrler bunlardır; bunlar Adanın oğullarıdır.
17. Ve Esavın oğlu Reuelin oğulları şunlardır: Emîr Nahat, emîr Zerah, emîr Şamma, emîr Mizza; Edom diyarında Reuelden olan emîrler bunlardır; bunlar Esavın karısı Basematın oğullarıdır.
18. Ve Esavın karısı Oholibamanın oğulları şunlardır: Emîr Yeuş, emîr Yalam, emîr Korah; bunlar Ananın kızı olan Esavın karısı Oholibamadan olan emîrlerdir.
19. Esavın oğulları bunlardır, o Edomdur; ve bunlar onların emîrleridir.
20. Horî Seirin oğulları, memlekette oturanlar, şunlardır: Lotan ve Şobal ve Tsibeon ve Ana,
21. ve Dişon ve Etser ve Dişan; Edom diyarında Seirin oğulları, Horîlerden olan emîrler bunlardır.
22. Ve Lotanın oğulları Horî ve Hemandır; ve Lotanın kızkardeşi Timnadır.
23. Ve Şobalın oğulları şunlardır: Alvan ve Manahat ve Ebal, Şefo ve Onam.
24. Ve Tsibeonun oğulları şunlardır: Ayya ve Ana; babası Tsibeonun eşeklerini güderken, çölde sıcak su kaynakları bulan Ana budur.
25. Ananın çocukları şunlardır: Dişon ve Ananın kızı Oholibama.
26. Ve Dişonun oğulları şunlardır: Hemdan ve Eşban ve İtran ve Keran.
27. Etserin oğulları şunlardır: Bilhan ve Zaavan ve Akan.
28. Dişanın oğulları şunlardır: Uts ve Aran.
29. Horîlerden olan emîrler şunlardır: Emîr Lotan, emîr Şobal, emîr Tsibeon, emîr Ana,
30. emîr Dişon, emîr Etser, emîr Dişan; Seir diyarındaki emîrlerine göre Horîlerden olan emîrler bunlardır.
31. İsrail oğulları üzerine bir kıral kırallık etmeden önce, Edom diyarında kırallık eden kırallar şunlardır.
32. Edomda Beorun oğlu Bela kıral oldu; ve şehrinin adı Dinhaba idi.
33. Bela öldü, ve onun yerine Botsralı Zerahın oğlu Yobab kıral oldu.
34. Yobab öldü, ve onun yerine Temanîlerin diyarından Huşam kıral oldu.
35. Huşam öldü, ve Moab kırında Midyanı vuran Bedad oğlu Hadad onun yerine kıral oldu; ve şehrinin adı Avit idi.
36. Hadad öldü, ve onun yerine Masrekalı Samla kıral oldu.
37. Samla öldü, ve onun yerine Irmak kenarındaki Rehobottan olan Şaul kıral oldu.
38. Şaul öldü, onun yerine Akborun oğlu Baal-hanan kıral oldu.
39. Ve Akborun oğlu Baal-hanan öldü, ve onun yerine Hadar kıral oldu; ve şehrinin adı Pau idi; ve karısının adı, Me-zahabın kızı, Matredin kızı Mehetabel idi.
40. Esavdan olan emîrlerin adları, ailelerine göre, yerlerine göre, adları ile şunlardır: Emîr Timna, emîr Alva, emîr Yetet,
41. emîr Oholibama, emîr Ela, emîr Pinon,
42. emîr Kenaz, emîr Teman, emîr Mibtsar,
43. emîr Magdiel, emîr İram; mülkleri olan diyarda oturdukları yerlere göre Edom emîrleri bunlardır. Edomluların babası Esav budur.

BAP 35

VE Allah Yakuba dedi: Kalk, Beytele çık, ve orada otur; ve kardeşin Esavın yüzünden kaçtığın zaman sana görünen Allaha orada bir mezbah yap.
2. Ve Yakub evine ve kendisile beraber olanların hepsine dedi: Aranızda olan yabancı ilâhları atın, ve kendinizi tathir edip esvabınızı değiştirin;
3. ve kalkalım, Beyt-ele çıkalım, ve sıkıntımın gününde bana cevap veren, ve gittiğim yolda benimle beraber olan Allaha orada bir mezbah yapacağım.
4. Ve ellerinde olan bütün yabancı ilâhları, ve kulaklarındaki küpeleri Yakuba verdiler, ve Yakub onları Şekemin yanında olan meşe ağacı altına gömdü.
5. Ve göç ettiler, ve Allah dehşeti çevrelerindeki şehirlerin üzerinde idi, ve Yakub oğullarının ardına düşmediler.
6. Ve Yakub yanında olan bütün halk ile Kenân diyarındaki Luza (o Beyt-eldir) geldi.
7. Ve orada bir mezbah yapıp o yerin adını El-Beyt-el* koydu, çünkü kardeşinin yüzünden kaçtığı zaman, Allah orada kendisine görünmüştü.
*Beyt-elin Allahı.
8. Ve Rebekanın dadısı Debora öldü, ve Beyt-elin alt tarafındaki meşe altında gömüldü; onun adı Allon-bakut* konuldu.
*Anlayış meşesi.
9. Ve Paddan-aramdan geldiği zaman, Yakuba Allah yine göründü, ve onu mubarek kıldı.
10. Ve Allah ona dedi: Senin adın Yakubdur; artık adın Yakub çağırılmıyacak, fakat adın İsrail olacaktır; ve onun adını İsrail koydu.
11. Ve Allah ona dedi: Ben Kadîr Allahım; semereli ol ve çoğal; senden bir millet ve milletler cümhuru olacak, ve senin sulbünden kırallar çıkacak;
12. ve İbrahime ve İshaka verdiğim diyarı sana vereceğim, ve senden sonra diyarı senin zürriyetine vereceğim.
13. Ve Allah onunla söyleştiği yerde, onun yanından yukarı çıktı.
14. Ve Yakub onunla söyleştiği yerde bir direk, bir taş direk, dikti; ve üzerine dökülen takdime serpti, ve üzerine yağ döktü.
15. Ve Yakub Allahın kendisile söyleştiği yerin adını Beyt-el koydu.
16. Ve Beyt-elden göç ettiler; ve Efrata varmak için daha bir az mesafe vardı; ve Rahel doğurdu, ve doğurmasında çok ağrı çekti.
17. Ve vaki oldu ki, doğurmasında çok ağrı çektiği zaman, ebe ona dedi: Korkma; çünkü bu da sana bir oğuldur.
18. Ve vaki oldu ki, can verirken (çünkü öldü), onun adını Ben-oni* koydu; fakat babası onun adını Benyamin* koydu.
19. Ve Rahel öldü, ve Efrat yolunda gömüldü (o Beyt-lehemdir).
20. Ve Yakub onun kabri üzerine bir taş dikti; o, bugüne kadar Rahelin mezar taşıdır.
21. Ve İsrail göç etti, ve Eder kulesinin ötesinde çadırını kurdu.
22. Ve vaki oldu ki, İsrail bu diyarda otururken, Ruben gidip babasının cariyesi Bilha ile yattı, ve İsrail işitti.
*Kederimin oğlu.
*Sağ elin oğlu.
23. Ve Yakubun on iki oğlu vardı; Leanın oğulları: Yakubun ilki olan Ruben, ve Şimeon, ve Levi, ve Yahuda, ve İssakar, ve Zebulun;
24. Rahelin oğulları: Yusuf ve Benyamin;
25. ve Rahelin cariyesi Bilhanın oğulları: Dan ve Naftali;
26. ve Leanın cariyesi Zilpanın oğulları: Gad ve Aşerdir; Paddan-aramda doğmuş olan Yakubun oğulları bunlardır.
27. Ve Yakub Mamreye, İbrahim ve İshakın misafir olduğu Kiryat-arbaya (o Hebrondur), babası İshaka geldi.
28. Ve İshakın günleri yüz seksen yıl oldu.
29. Ve İshak kocamış, ve günlere doymuş olarak son soluğu verip öldü, ve kavmına katıldı; ve oğulları Esav ve Yakub onu gömdüler.